20 Ocak 2019 Pazar

İhan Berk ( Emrullah İlhan Birsen ) - Acının Tadı



Araştırmacı kişiliği, özgün duyarlılıkları ve buluşlarıyla 20. Yüzyıl Türk şiirinin en önemli isimleri arasında İlhan BERK.
Şiirleri ve yaşantısı ile şiirin en ucunda duran, anlamı tamamen şiirden atan ve Behçet Necatigil’in deyişiyle “Şiirimizin Uç Beyi” bir şairi, İlhan Berk’i anlatacağım yaşam öyküsü ve şiirleriyle…
Ressamca şiir yazar, şairce resim yapan İlhan Berk… Resimleri sorulduğunda; “Benim tavrım bir ressam tavrı değil, bir şair tavrı. Şiirle bir ilgi kurmaya kalkarsak, şiir gibi bir anlık ’tan söz etmeliyim: Bir yaprak düşer gibi düşer bir dize bende; resim de öyle” der…
Ayhan Bozkurt’un anılarından dinliyoruz şairimizi:
“İlhan Berk Seyyah”. Ben böyle demeyi tercih ederim Türkçe şiirin bu büyük ustasının ismini. Sokağa adımını atar atmaz şiir başlardı onun için. Nesnelerin dünyasından şiir çıkarırdı. Sadece nesnelerin demeyelim, canlıların, bitkilerin dünyasını da ekleyelim. Bir seyyahtı o… Bir şiir değil, birçok şiir çıkarırdı gördüğü nesnelerden. Bakın bir şiirinde şöyle diyor:
“Bak­tım bir kaplumbağa suya uzanamıyordu suyu biraz öne çektim”
Yaşamadım ben, yazdım, okudum sadece.
Hayat ya yaşanır ya yazılır zaten.
Yaşasaydım yazmazdım…

Yavaş sessiz senin buyruğunda toplanır altın yavaş sessiz
Yavaş sessiz senin buyruğunda dağılır buğday yavaş sessiz
Yavaş sessiz senin buyruğunda bölünür halkın ekmeği

Seninle hızla kararır bozulur ipek seninle hızla
Hızla düğümlenir bulanır su seninle
Körlenir seninle hızla emeğin tarihi

Ve seninle yavaş yavaş çıkar bakıra kuvarsa tunca yavaş yavaş
Acının uzun uzun yazılan adı.

Hesna Hanım ve Veli Bey’in altıncı ve son çocukları olarak dünyaya geldi İlhan Berk. Kurtuluş mücadelesinin verildiği yıllar, nitekim yoksullun süregeldiği bu sahada Berk ailesi de ne yazık ki almıştı yoksulluktan payını.  Babasının başka bir kadınla evlenip hayatlarından ayrılması kendinde derin bir etki oluşturur. Çocukluğum olmadı diye tanımlar babasının yokluğunu. Kendisini küçük bir yaşta bırakıp giden bir baba için belki de en zarif ve uygun olan bu ifadeyi ön görmüştü.
İlhan Berk için hayattaki en değerli varlık annesi idi. Duru göllere benzetiyordu annesini.


Yoksulluk, babasızlık, deli bir abla üstelik ablasını çıkan bir yangında kaybetmesi... Kendisinin asur içinde geçen hayatı kim bilir iktidar-ı hayatiyeyi yazım da bulmasına sebebiyet vermiştir.    
İlkokul beşinci sınıfta okul gazetesini çıkarma görevini üstlenmesiyle edebiyata ve şiire merakı artmaya başlamıştı. Bir kız vardı; çocuk kalbiyle çok seviyordu onu. Bütün şiirleri onaydı. Asur içinde olan hayatını yazarak hafifletiyordu. Yazmak onu sıkıntılarından kurtarıyordu adeta. Yoksulluk nedeniyle çalışması da gerekiyordu ve okula ara vermek durumunda kaldığı bir dönem oldu. Bir dişçinin yanında çalışıyordu; onun desteğiyle okulu bitirdi. İlhan, ailede okuyan tek çocuk olacak ve daha fazlasına da ulaşacaktı. Muhit Dergisinde Necip Fazıl’ın “Kaldırımlar” şiiri ile adeta büyülenmişti. 
Sonsuzluk”, “hülya”, “ateş”, “kızıl”  şiirlerinde en çok kullanmayı tercih ettiği sözlerdendi. Öğretmenlik yapmaya başlamıştı anacak sürekli iyi bir öğretmen olup olmadığını sorguluyor kendince iyi bir öğretmen olamadığının kanısına ulaşınca istifa etmişti. Antoloji, deneme, söyleyişi, otobiyografik anlatı üründe eserler vermesine rağmen tüm varlığını şiir yazmaya adadı. Kendisini daima şiirle bütünleştirmiş bir şairimizdir. Birçok şiirleri ve şiir kitaplarını okurlarına sundu.  
Yaşanmışlığa ve şiirlerine rağmen bir nokta koymak gerekiyor ne yazık ki. Hayat denilen bu yolda 90 yıl misafir kalan, arkasında güçlü eserler bırakan, hayatı boyunca yaşadıklarını eserlerine nükseden, yaşayamadığı hayattan ilham alan bir İlhan Berk göçtü bu dünyadan…

                                                                                                                        RABİA SOYLU
                                                                                                                       KÜTAHYA SBL

Faruk Nafiz Çamlıbel'in Allahaısmarladık Şiiriyle Vedası





Beş Hececiler topluluğunun temsilcilerinden olan Faruk Nafiz Çamlıbel, Türk edebiyatının önemli bir şairi ve daha önce iki kez evlilik yapmasına rağmen huzur bulamamış olan Şükufe Nihal Başar’a gönül verir. Şükufe Nihal Hanım yıllardır beklediği huzuru onda bulacağına inansa da kızına üvey bir baba istemediğinden kendisine defalarca evlenme teklifinde bulunan Faruk Nafiz Çamlıbel’in tekliflerini kabul edemez.
 Buna içerleyen Faruk Nafiz Çamlıbel, belki de onu kıskandırmak için başka bir kadınla ani bir evlilik yapar. Bu durumda Şükufe Nihal oldukça acı duyar, bu kırgınlık ve öfke ömürlerinin sonuna kadar sürer. Ancak ikisi de bu derin aşkla birlikte edebiyatımıza birçok ölümsüz şiir ve eser bırakırlar.
Bu aşkın bitişi üzerine Faruk Nafiz Çamlıbel’in kaleminden “Allahaısmarladık” şiiri dökülür:

Bin fersahtan duyarım kimle gülüştüğünü,
Alnından öz kardeşim öpse ben irkilirim.
Değil yalnız ardına kimlerin düştüğünü,
Kimlerin rüyasına girdiğini bilirim.

Elimi beş yerinden dağladı beş parmağın,
Bağrımda da yanmadık bir yer bırakmadan git.
Bir yarın göçtüğünü, çöktüğünü bir dağın
Görmemek istiyorsan ardına bakmadan git!

                                                                                                       Münevver Selin Pala
                                                                                              Kütahya Sosyal Bilimler Lisesi

6 Ocak 2019 Pazar

ŞAHSİYET RÖTARI-CEMAL SÜREYA


     
                                             

Cemal Süreya beş evliliğinin dışında da ilişkiler yaşamıştır. Tomris Uyar en dikkat çekenidir. Mektuplaşmaya başladıkların da Ülkü Tamer ile evlidir Tomris.
Tomris’in boşanıp Süreya ile birlikte yaşamaya başlamasının üç yıl ardından ayrılmışlardır. Bu ayrılıktan sonra ünlü şair Tomris’e yazdığı bütün mektupları yırtıp atmıştır. İkilinin dünyadan ayrıldıktan sonra yakınlarının anlattıklarına kulak kabartacak olursak Tomris’in evine iş çıkışı şıp diye damlayan Süreya Tomris’in biraz gez, dolaş, arkadaşlarınla konuş demesinin üzerine Süreya eve geç gelmeye başlar. Fakat Tomris’in pencereden örtü silkmesi ve apartman girişinde oturan Süreya’yı görmesi ile gerçek ortaya çıkar. Tomris’in hoşuna gitmiş olacak ki bu duruma ‘Şahsiyet Rötarı’  demiştir.
Geleceği daha önceden hissedebilen bir şairdir de diyebiliriz. Sizin hiç babanız öldü mü? Adlı şiirini babasının ölümü üzerine yazdığını düşünenler vardır. Cemal Süreya’nın ilk şiirlerindendir Babasının ölümünden dört yıl önce yazmıştır şiirini.                                                                     
         Kars’ı da Kars’ı görmeden Paris’te yazmıştır. İşin tuhafı yurda döndüğünde teftiş göreviyle gönderildiği yer Kars olmuştur.
       Oğlu için hayırsız lafını kullanmak ne kadar doğru bilmiyorum fakat kendisinin aşırı kilolu ve huysuzluklarıyla hem babasının hem ailesinin huzurunu bozmuştur. Zuhal Hanım ve oğlu Memo Emrah’ın yanına taşınması ile son raddeye gelmiş ve ünlü şair kendisini alkole vermiştir.
Kendisinin yine alkol tüketirken yığılması sebebi ile hastaneye götürülmesi sonucunda şeker düşsün diye insülin yapmaları ve insülinin kalp yetmezliğine sebebiyet vermesi nedeniyle hayata gözlerini yummuştur.
                                                             RABİA SOYLU
                                                             KÜTAHYA SBL


MONA ROSA (AŞKIN BIRAKTIĞI İZ)-CEMAL SÜREYA


      
              Cemal Süreya’nın soyadından bir harf kaybetmesinin nedeni tutkulandığı aşkı. Kaybettiği yalnızca ‘y’ harfi miydi? Cemal Süreya ‘y’ harfi ile birlikte aşkını da yitirmişti. Sezai Karakoç’la üniversite de aynı kıza Muazzez’e aşık olmaları sonucunda iddiaya girmeleri ve bir iddia sonunda soyadlarından bir harf eksiltmeleri üzerine girilen iddiadan Cemal Süreyya Cemal Süreya olarak geri dönüş yaptı. Amaçları birbirine fiziki zarar vermemek fakat yitip giden aşkın anısını üzerinde bırakmaktı ki bunu soyadından harf eksiltmeyle kalıcı olabileceğini düşünmüşlerdi.                                                                                                                                                Muazzez Hanım’ın daha sonra ikilinin kendisi için iddiaya girdiklerini öğrenince okulunu yarıda bırakarak Sezai Karakoç’tan ayrılmıştır.                      
                                                                                                                                        RABİA SOYLU
                                                                                                                                       KÜTAHYA SBL

CEMAL SÜREYA-CANIMLA BESLİYORUM ŞU HÜZÜN KUŞLARINI

     

     Türk şiirinde devrim yaratan bir üslubun bir anlayışın sembolü idi Cemal Süreya. Cemal Süreya olarak tanıdığımız asıl adı Cemalettin Seber olan şairimizin çocukluğunun iyi geçtiğini söylemek sözcüklere ağır gelir adeta. Umut belki de gelecek sayfadadır. Kapatma kitabı ‘ demesiydi onu, onun şiirlerini günümüze getiren şairimizin yaşamının kolay geçmediğini dile getirmiştik. Küçük yaşta ailesi ile birlikte Dersim İsyanı sebebiyle sürgün edilmesi, memleketlerinden uzak kalması, sürgün edildikleri Bilecik’te annesini kaybetmesi, üvey anne (Esma’nın) gazabıyla tanışması, üvey annesinin Cemal’i zehirlemeye yeltenmesi üstüne yemeğine cam kırıkları atması. Bir insan için karşılaşılabilecek zor durumları yaşamış Cemal  umudu elden bırakmayan Cemal Süreya hakkında gelin etkileyici bir hayat hikayesi dinleyelim.                                                                                                     ‘Gizemli Cemal Süreya’ gizemli diyorum çünkü doğum tarihi tam belli olmayan şairimiz 1931 yılında doğmuştur.
      Kötü bir roman okuyamayan, on beş yirmi sayfa ilerledikten sonra elinden atan bir yazar. Buna karşılık şiirin her türlüsü çekici geliyor Cemal Süreya’ya. Çok roman okumuş hatta kötü romanlar okuyarak yetişmiştir. İyi bir roman Cemal Süreya için her şeydir. Goriot Babayı dört kez, Karamazof Kardeşleri beş kez, Savaş ve Barış’ı iki kez, Cemo’yu da üç kez okumuştur. Bir de şu var ki yalnız şiir üstüne düşünen bir yazar değil Cemal Süreya. Türler, türlerin ilişkileri, tarihsel dönemler de karşılıklı durumları Cemal Süreya’ya çekici gelen bir konu…
     İyi okur, iyi yazar, iyi şair peki başarılarını ve akademik kariyerinin dışında Cemal Süreya hakkında ne biliyoruz? Şairimizi başarıya ulaştıran kendisine aşk şiirleri yazdıran, duygusallığının ön plana çıkmasına sebep kılan perde arkasını da araştırmak gerekli öyle değil mi?        
                                                                                                                                      RABİA SOYLU
                                                                                                                                      KÜTAHYA SBL