Onu Saray’da göreve
başlatacak kadar güçlü ve Ender kılan şey neydi veya adından söz ettiren
özelliği omu nerelere getirdi? Ya da sormamız gereken soru şu galiba o bize,
bugüne, Türk milletine neler getirdi ?
Öncelikle ailesinden,
soyundan bahsetmeliyiz galiba. Çünkü Şemsettin Sami’yi de bir adım öne çıkaran
özelliği Arnavutluk’un en soylu ailelerinden birbirinin oğlu olmasıdır. Sorulu
olması onu derece farklı kılar dediğinizi duyar gibiyim. O dönemin
özelliklerine ve ailenin de gücüne bakacak olursak evet kendisi çok farklı ve
adından söz ettirecek kadar önemli bir kişilikti. O dönemler Fraşeriler’in oyu
alınmadan hiçbir şey yapılmadığından ötürü padişah ile de münasebeti hayli
derindi. Arnavutlar’ın imparatorlukta kalmasını ve Balkanlar’da güçlü bir Arnavutluk
vilayetinin kurulmasını istiyordu. Üst kimlik olarak da Arnavutlar’ın Osmanlı
vatandaşı olduğunu öne sürüyordu. Bu isteklerinden önce de bir takım işlerde
bulundu. Hatta yaptığı eylemler onu sürgüne bile sürükledi. İstanbul’da kendi
namına gazete çıkardı. Sabah Gazetesi...
Gazete çıkarmasındaki
cesaret belki de medrese eğitiminden sonra matbuat kalemine girmesinden
geliyordur. 8 dik bildiğini aklımızın bir köşesinde bulundurursak gazete
çıkarmasına güç katacak birçok özellik aslında Şemsettin Sami’de bulunuyordu.
Fakat gazetesinde yer verdiği yazılar yüzünden hem gazetesi kapandı hem de
kendisi Trablusgarp’a sürgüne gönderildi. Ne mutlu ki bağışlandık ve İstabul’a
geri döndü. Ne mutlu ki diyorum çünkü İstanbul’a geldiği zaman sarayda teftişi
askeri komisyonuna Kâtip olarak atandı. Öyle işler yaptı, öyle sevildi ki
hayatının sonuna kadar görevde tutuldu. Belki de Türk edebiyatına kazandıracağı
en önemli eserlerini Sarayda yazmıştı. Hatta birini, belki de hiç duymadığınız
birini söyleyeyim. “Kamus-ı Türki. Türk sözcüğünün geçtiği ilk sözlük. Her
satırına akçe akçe altın ödenen sözlük...
DİLAN BOY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder