8 Aralık 2018 Cumartesi

SOYADINI KAYBEDEN ŞAİR - CEMAL SÜREYA



CANIMLA BESLİYORUM ŞU HÜZÜN KUŞLARINI
    
         Türk şiirinde devrim yaratan bir üslubun bir anlayışın sembolü idi Cemal Süreya.               Cemal Süreya olarak tanıdığımız asıl adı Cemalettin Seber olan şairimizin çocukluğunun iyi geçtiğini söylemek sözcüklere ağır gelir adeta.                                                                         
                  Umut belki de gelecek sayfadadır. Kapatma kitabı ‘ demesiydi onu, onun şiirlerini günümüze getiren sebep…                                                                                                              
                       Şairimizin yaşamının kolay geçmediğini dile getirmiştik. Küçük yaşta ailesi ile birlikte Dersim İsyanı sebebiyle sürgün edilmesi, memleketlerinden uzak kalması, sürgün edildikleri Bilecik’te annesini kaybetmesi, üvey anne (Esma’nın) gazabıyla tanışması, üvey annesinin Cemal’i zehirlemeye yeltenmesi üstüne yemeğine cam kırıkları atması. Bir insan için karşılaşılabilecek zor durumları yaşamış Cemal Süreya.                                                                                                  
   Umudu elden bırakmayan Cemal Süreya hakkında gelin etkileyici bir hayat hikayesi dinleyelim.                                                                                                                                                                   
       ‘Gizemli Cemal Süreya’ gizemli diyorum çünkü doğum tarihi tam belli olmayan şairimiz 1931 yılında doğmuştur.
      Kötü bir roman okuyamayan, on beş yirmi sayfa ilerledikten sonra elinden atan bir yazar. Buna karşılık şiirin her türlüsü çekici geliyor Cemal Süreya’ya. Çok roman okumuş hatta kötü romanlar okuyarak yetişmiştir. İyi bir roman Cemal Süreya için her şeydir. Goriot Babayı dört kez, Karamazof Kardeşleri beş kez, Savaş ve Barış’ı iki kez, Cemo’yu da üç kez okumuştur. Bir de şu var ki yalnız şiir üstüne düşünen bir yazar değil Cemal Süreya. Türler, türlerin ilişkileri, tarihsel dönemler de karşılıklı durumları Cemal Süreya’ya çekici gelen bir konu…
     İyi okur, iyi yazar, iyi şair peki başarılarını ve akademik kariyerinin dışında Cemal Süreya hakkında ne biliyoruz? Şairimizi başarıya ulaştıran kendisine aşk şiirleri yazdıran, duygusallığının ön plana çıkmasına sebep kılan perde arkasını da araştırmak gerekli öyle değil mi?

MONA ROSA (AŞKIN BIRAKTIĞI İZ)
      Cemal Süreya’nın soyadından bir harf kaybetmesinin nedeni tutkulandığı aşkı. Kaybettiği yalnızca ‘y’ harfi miydi? Cemal Süreya ‘y’ harfi ile birlikte aşkını da yitirmişti. Sezai Karakoç’la üniversite de aynı kıza Muazzez’e aşık olmaları sonucunda iddiaya girmeleri ve bir iddia sonunda soyadlarından bir harf eksiltmeleri üzerine girilen iddiadan Cemal Süreyya Cemal Süreya olarak geri dönüş yaptı. Amaçları birbirine fiziki zarar vermemek fakat yitip giden aşkın anısını üzerinde bırakmaktı ki bunu soyadından harf eksiltmeyle kalıcı olabileceğini düşünmüşlerdi. 

Muazzez Hanım’ın daha sonra ikilinin kendisi için iddiaya girdiklerini öğrenince okulunu yarıda bırakarak Sezai Karakoç’tan ayrılmıştır.

ŞAHSİYET RÖTARI
Cemal Süreya beş evliliğinin dışında da ilişkiler yaşamıştır. Tomris Uyar en dikkat çekenidir. Mektuplaşmaya başladıkların da Ülkü Tamer ile evlidir Tomris.
Tomris’in boşanıp Süreya ile birlikte yaşamaya başlamasının üç yıl ardından ayrılmışlardır. Bu ayrılıktan sonra ünlü şair Tomris’e yazdığı bütün mektupları yırtıp atmıştır. İkilinin dünyadan ayrıldıktan sonra yakınlarının anlattıklarına kulak kabartacak olursak Tomris’in evine iş çıkışı şıp diye damlayan Süreya Tomris’in biraz gez, dolaş, arkadaşlarınla konuş demesinin üzerine Süreya eve geç gelmeye başlar. Fakat Tomris’in pencereden örtü silkmesi ve apartman girişinde oturan Süreya’yı görmesi ile gerçek ortaya çıkar. Tomris’in hoşuna gitmiş olacak ki bu duruma ‘Şahsiyet Rötarı’  demiştir.
Geleceği daha önceden hissedebilen bir şairdir de diyebiliriz. Sizin hiç babanız öldü mü? Adlı şiirini babasının ölümü üzerine yazdığını düşünenler vardır. Cemal Süreya’nın ilk şiirlerindendir Babasının ölümünden dört yıl önce yazmıştır şiirini.                                                         
            Kars’ı da Kars’ı görmeden Paris’te yazmıştır. İşin tuhafı yurda döndüğünde teftiş göreviyle gönderildiği yer Kars olmuştur.
       Oğlu için hayırsız lafını kullanmak ne kadar doğru bilmiyorum fakat kendisinin aşırı kilolu ve huysuzluklarıyla hem babasının hem ailesinin huzurunu bozmuştur. Zuhal Hanım ve oğlu Memo Emrah’ın yanına taşınması ile son raddeye gelmiş ve ünlü şair kendisini alkole vermiştir.
Kendisinin yine alkol tüketirken yığılması sebebi ile hastaneye götürülmesi sonucunda şeker düşsün diye insülin yapmaları ve insülinin kalp yetmezliğine sebebiyet vermesi nedeniyle hayata gözlerini yummuştur.
                                                                                            RABİA SOYLU

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder