Genelde
şair olarak tanınan fakat şiir dışında roman ve oyun türlerinde de çok başarılı
olan Oktay Rifat… Aslında çoğumuz onu Oktay Rıfat Horozcu olarak biliyoruz.
Fakat yanlış biliyoruz!
Ne
kadar bilinmese de üstadın o dönemde nüfusa kayıtlı tam adı “Ali Oktay Rifat’tır.
Ancak hiçbir kitabında Ali ismini kullanmaması onun Oktay Rıfat olarak
tanınmasını sağlamış.
Garipçi
Ali Oktay Rifat'ın bir garipliği de soyadı ile ilgili. Şairin soyadının kimi
kaynakta Horozcu olduğu; kimi kaynakta da Horozcu olmadığı, ailesinin aslen
Manastırlı olduğu ve Manastır'da “Horozcu” lakabıyla bilindiği bahsedilmekte.
Fakat şairin nüfus evraklarından sağlık raporlarına kadar incelenmiş, bunların
hiçbirinde “Horozcu” kaydına rastlanmamış. Yani şairimizin soyadının Horozcu
olmadığı kesin fakat adı nereden Horozcu kalmış hâlâ tartışma konusu…
Babası
Konya ve Trabzon valiliği yapmış ve ayrıca TDK'nın ilk başkanı olmuş şair ve
dilbilimci Samih Rıfat’tır.
Oktay
Rifat pek çok sanatçı ve yazar içeren bir ailede yetişti. Büyük dedesi Macar Hurşit
Bey bestekar, annesinin teyzesinin oğlu Ali Fuat Bey dönemin ünlü asker ve
siyaset adamı, teyzesi Celile Hanım bir ressamdır.
Şairin
teyzesi Celile Hanım'ın oğlu şair Nazım Hikmet'tir. Yani Nazım Hikmet, Ali
Oktay Rifat’ın kuzenidir.
Ortaöğrenimini
Ankara Erkek Lisesi'nde yaptı. Burada Orhan Veli ve Melih Cevdet ile tanıştı.
Bu üç edebiyat aşığı arkadaş, edebiyat öğretmenleri Ahmet Mithat Efendi'nin de
yardımıyla, birlikte okul kooperatifinden aldıkları fonla okul bünyesinde
“Sesimiz” adlı bir dergi çıkararak ilk şiirlerini yayımladılar.
1937’de
doktora bursu kazanarak Paris'e gitti ve burada üç yıl eğitim aldı. 2. Dünya
Savaşı'nın çıkmasıyla eğitimini tamamlayamadan geri dönmek zorunda kaldı.
Oktay
Rifat küçük yaşta eline aldığı kalemi yaşamı boyunca hiç bırakmadı, son
günlerine dek eser vermeyi sürdürdü. “Yağmur Sıkıntısı” adlı oyununu
tamamladıktan sonra 1988 yılında İstanbul'da yaşama gözlerini yumdu.
EMİNE SENA ÖNER
KÜTAHYA SBL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder